Yıllarca kocasından şiddet gören Cennet, hastane odasının penceresinden tabelasını gördüğü avukat Zeynep’i yanına çağırır. Öldükten sonra açılması için bir mektup verir. Zeynep’in vasiyet sandığı bu mektup; aslında bir suç duyurusudur. O günden sonra Cennet’in kocası Yılmaz, çocukları Birsen, Halil ve Feride’nin hayatları geri dönülmez bir biçimde değişecektir.
Hayattayken kaderine razı olan Cennet’in bir mektup bırakarak ölümünden kocasını sorumlu tutması, herkesi şoke eder. Ama en büyük şaşkınlığı ve hayal kırıklığını Yılmaz yaşar. Karı koca arasında yaşananlar mahremdir ve bunları ifşa etmek ona göre ihanetin en büyüğüdür. Zeynep’in amacı ise mektupta yazılanları doğrulayacak birini bulmaktır. Bu yüzden Birsen, Feride ve Halil’in peşine düşer. İlk ulaştığı kişi Birsen olur, bunun haberini alan Yılmaz için Birsen’i her daim elinin altında tutmak şart olmuştur. Feride zaten babasının tarafındadır. Geriye bir tek Halil kalmıştır. Ancak onu bulmak Zeynep’in umduğundan daha zordur. Uzun uğraşlardan sonra Halil, hiç beklemediği bir yerde karşısına çıkar.
Arabasını darp edenin Cennet’in oğlu Halil Tekin olduğunu öğrenen Zeynep büyük bir şok yaşar. Halil için de durum farklı değildir. Caner’i beklerken karşısında Zeynep’i bulmuştur. Üstelik genç kadın annesinin avukatıdır. Cennet’in mektubunu okuyan Halil; Birsen ve Feride’den farklı, annesinin hayatı boyunca şiddete maruz kaldığını kabul eder. Ama bu da ona göre geç kalınmış bir hamledir. Ve şimdi bunun kimseye bir faydası yoktur. Zeynep’e bu işin peşini bırakmasını söyler. Kendi de öyle yapacak, hayatına devam edecektir. Ancak ablasından öğrendiği yeni bir bilgi, Halil’in kendini sorgulamasına neden olur. Öte yandan çaresizce bir ipucu arayan Zeynep, hiç beklemediği birinden bir telefon alır.
Cennet’in ölümüne dair ufak da olsa bir ipucu bulmayı umut eden Zeynep, hiçbir sorusuna cevap alamaz. O sabahı bilen iki kişiden birinin dilleri susmuş, Yılmaz ise konuşmamakta kararlıdır. Öte yandan Zeynep için mahalleye gelen Halil, cenazeden sonra babasıyla bir kez daha karşılaşır. Onlar kozlarını paylaşırken, harcanan yine Birsen olur. Bu da yetmezmiş gibi merdivenden düşerek hastaneye kaldırılır. Herkes bunun bir kaza olduğunu düşünürken, gerçeği öğrenen Halil, başta kendisi olmak üzere, herkesin hayatını değiştirecek büyük bir karar verir.
Halil’i üstüne salanın Seray olduğunu öğrenen Yılmaz, Birsen’i son kez uyarır. Ya kızının yularını sıkı tutacak ya da bir sonraki hatasında gözünün yaşına bakmayacaktır. Öte yandan Halil karşı evi tutarak babasıyla arasındaki savaşın fitilini ateşler. Filler tepişirken çimenlerin ezildiğini çok iyi bilen Birsen, çocukları için bu savaşta taraf olmayı reddeder. Feride ise hala bir avukat bulamamış, babasına sunduğu bahaneler tükenmiştir. Son çare Caner’i aramak zorunda kalır. Bu buluşma büyük yüzleşmelere sebep olurken, saklanan sırlar da ortaya dökülür. Ancak asıl büyük sır, Cennet’in üç çocuğuna bıraktığı bohçalardan birinin içinde saklıdır.
Annesine ve kardeşlerine yaşatılan şiddeti görmeyi reddeden Feride, Cennet’in ona bıraktığı kanlı yemeniyle birlikte çocukluğuna doğru bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuk onu müstakil bir eve getirir. Öte yandan dosyanın delil yetersizliğinden kapanacağını öğrenen Halil, kardeşleriyle bir kez daha konuşmak ister. Üçkardeş yıllar önce Yılmaz’dan kaçarak saklandıkları evde buluşur. Burada yaşadıkları iki gün, dördünün de geleceğini belirlemiş ve hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmamıştır. Herkesin eteğindeki taşları döktüğü bir hesaplaşma yaşanırken, Feride yıllar önceki gibi geleceklerini belirleyen bir karar verir.
Dosyanın kapanmasıyla birlikte yaptığının yanına kar kalacağını düşünen Yılmaz’ın sevinci Cennet’in sesini duyduğu anda kâbusa dönüşür. Yıllarca susan, gördüğü şiddete sessiz kalan kadın, evlenirken kocasına verdiği sözden caymış ve Yılmaz’ın tabiriyle “ölüme yatmadan önce her yere adeta mayın döşemiştir”. Öte yandan Birsen’in itirafı Halil’in öfkesini daha da alevlendirir. Ama ipleri koparan annesinin öldüğü gün ona bıraktığı mesaj olur. Çocukluğu boyunca; sesini duyurmaya, babasının üstlerine kapattığı kapıları açtırmaya çalışan Halil bu sefer eşikte duran korkunç adamı yıkıp geçmeye kararlıdır. Bedeli ne olursa olsun bunu yapacaktır.
İfadesi alınmak üzere adliyeye götürülen Yılmaz, savcının karşısına çıkmadan önce rahatsızlanarak hastaneye kaldırılır. Tutuklanmasını umarken kendini hastanede, babasının iyileşmesini beklerken bulan Halil, öfkeyle acıma duyguları arasında kalır. Öte yandan Zeynep’le daha da yakınlaşırlar. Bu durum Funda’nın ikiliyi kıskanmasına sebep olur. İntikam almak için Caner’e bir işbirliği teklif eder. Böylece Caner’in de aradığı fırsat ayağına gelmiş olur. Bu sayede Zeynep’i Halil’den uzaklaştırabilecektir. Planın bir parçası olarak Zeynep’e Soso’da bir doğum günü partisi düzenler. Gecenin sonunda verdiği hediye ise Halil’le Zeynep’i geri dönülmez bir noktaya taşır. Tüm bunlar olurken davanın seyrini değiştirecek sürpriz bir tanık ortaya çıkar.