Dosyanın kapanmasıyla birlikte yaptığının yanına kar kalacağını düşünen Yılmaz’ın sevinci Cennet’in sesini duyduğu anda kâbusa dönüşür. Yıllarca susan, gördüğü şiddete sessiz kalan kadın, evlenirken kocasına verdiği sözden caymış ve Yılmaz’ın tabiriyle “ölüme yatmadan önce her yere adeta mayın döşemiştir”. Öte yandan Birsen’in itirafı Halil’in öfkesini daha da alevlendirir. Ama ipleri koparan annesinin öldüğü gün ona bıraktığı mesaj olur. Çocukluğu boyunca; sesini duyurmaya, babasının üstlerine kapattığı kapıları açtırmaya çalışan Halil bu sefer eşikte duran korkunç adamı yıkıp geçmeye kararlıdır. Bedeli ne olursa olsun bunu yapacaktır.
Yılmaz's joy, who thinks that he will get away with what he has done with the closing of the case, turns into a nightmare the moment he hears Cennet's voice. The woman, who remained silent about the violence she had seen for years, reneged on the promise she made to her husband when she was getting married and, in Yılmaz's words, "laid mines everywhere before going to death". On the other hand, Birsen's confession inflames Halil's anger even more. But it is the message that his mother left him on the day he died, who broke the ties. During his childhood; Halil, who is trying to make his voice heard and to have the doors his father closed on them, is determined this time to destroy the terrible man standing on the threshold. Whatever the cost, he will do it.