Kimsenin aklına dahi getiremeyeceği acı son gerçekleşmiştir. Ilgaz’ın haberi cinayet şüphelisi olarak tutulan Ceylin’i mahvetmiştir. Sevdiği adamı son bir kez olsun görme, ona dokunma isteği soruşturmayı yürüten emniyet ve adli makamların iki dudağı arasındadır. Oğlunun ani kaybına Metin’in kalbi daha fazla dayanamaz ve hastaneye kaldırılır. Bu yüzden Çınar’a bugüne kadar taşıdıklarının hepsinden daha büyük bir yük kalır. Ömer’i hiç hesaplamadığı bir gelişme beklerken, Turgut Ali ise kaçış planını adım adım ilerletmekte kararlıdır. Ilgaz’ın dosyasından çekilen Eren, Ceylin’i bir an önce içeriden çıkarma telaşındadır. Esas düşmanı fark ettirmeden yakalamak ve Ceylin’i aklamak onun hem mesleki hem vicdani en büyük sınavıdır. Bu uğurda en başından beri mesafeli olduğu Yekta ile iş birliği söz konusu olsa da…
The bitter end that no one could have imagined has come true. Ilgaz's news has devastated Ceylin, who is being held as a murder suspect. Her desire to see and touch the man she loves for the last time is between the lips of the police and judicial authorities conducting the investigation. Metin's heart cannot bear the sudden loss of his son any longer and he is hospitalized. This leaves Çınar with a burden bigger than anything she has ever carried. While Ömer awaits a development he never anticipated, Turgut Ali is determined to advance his escape plan step by step. Eren, who has withdrawn from Ilgaz's file, is in a hurry to get Ceylin out as soon as possible. Catching the real enemy unnoticed and exonerating Ceylin is his biggest professional and conscientious test. Even though he cooperates with Yekta, with whom he has been distant from the very beginning...