İşgalci kuvvetlerin ilerleyişi sürerken, Enver, Mustafa Kemal ve onun gibi düşünen onlarca kahraman genç subay gizli yollarla Trablusgarp’a doğru yola çıkar.
Eşref Bey'in yardımı ile Tuareg karargâhını bulan Enver, aşiretin lideri Danyal’ı ikna etmek zorunda kalacaktır. Augusto komutasındaki bir alay asker ise Albay Neşet’in bulunduğu Ayn-el Mansur’a ilerler.
Yaşadığı son mağlubiyetten dolayı Enver’e karşı büyük bir öfke duyan işgal kuvvetleri kumandanı Caneva, imparator tarafından Roma’ya çağırılır. İstanbul’da ise son zafer haberi büyük bir umut doğurur.
Şeyh Asıf, Türk subaylar ile yerel direnişçilerin arasını bozmak için Yakup Cemil’i hedef alır. Aynı zamanda Albay Neşet ile Enver arasındaki sorunları daha da büyüten Asıf cephe hattında büyük nifak tohumları ekmeyi başarır.
Askeri zekâsı sayesinde Aurby’nin tuzağına düşmeyen Mustafa Kemal, içerde bir casus olduğundan şüphelenir ve bu işi çözmek için Fethi’yi vazifelendirir.
Osmanlı Mebusan Meclisi'nde Trablusgarp'ta sıkışan İtalyanların Rodos'u vurması ve boğazların kapatılması tartışılırken Şeyh Asıf'ın ihanetini öğrenen Enver, yeni bir oyun kurar.
Osmanlı Mebusan Meclisi'nin almış olduğu boğazları kapatma kararı, İtalyan İmparatorluk Sarayı'nda tehdit olarak algılanır. Bu sırada hiç kimsenin beklemediği Enver'in şehit olduğu haberi ortalığı kasıp kavurur.
Derne kapısında Farevelli'yle büyük bir pazarlığa tutuşan Mustafa Kemal, çocukluk arkadaşı Fethi'nin esir alındığını öğrenir. Öte yandan, Şeyh Asıf'ı çölde kuytu bir köşeye götüren Şeyh Senusi, onunla hesaplaşır.
Bayram'ın getirdiği haberlerle Derne'ye nasıl sızacağını planlayan Mustafa Kemal, zekice bir oyun kurar. Eşref ve Musa şehre sızıp ahaliyi örgütleyerek bir kalkışma başlatırlar.
Osmanlı ve İtalyan askerleri kıyasıya savaşırken Mustafa Kemal, isabet eden bir top mermisiyle toprak altında kalır. Çölde İtalyanların baskınına uğrayan Enver, yediği bir kurşunla yere yığılır.