Türkiye’ye karşı harekete geçen karanlık bir yapı, planlarını devreye sokarak, uluslar arası alanda dikkat çeken Türkiye’nin İHA ve SİHA programını hedef alır. Bu sürpriz hamlenin ardından Millî İstihbarat Teşkilatı çatısı altında gizli bir ekip kurulmasına karar verilir. Deneyimli istihbaratçı Mete Bey öncülüğünde kurulacak bu ekibin yurtiçi ve yurtdışında birçok gizli operasyona imza atması planlanırken; bu operasyonların hedefe ulaşması ve etkili olması için, ekip üyelerinin kağıt üstünde ve “resmen” ölmüş bilinmeleri mecburiyeti ortaya çıkar. Mete Bey ekipte düşündüğü Zehra, Hakkı Dayı, Pınar, Hulki, Uzay ve Gürcan’la tek tek görüşerek her birine, kendilerini tanıyan herkesin ve ailelerinin kendilerini “ölmüş bilmesi” gerektiğini söyler ve bunu kabullenmelerini teklif eder. Teşkilatın en iyi istihbaratçılarını bir araya getiren bu ekibin liderliği için teşkilatın en gözde ismi Serdar Kılıçaslan seçilir.
A dark structure acting against Turkey targets Turkey's UAV and SIHA program, which attracts international attention by commissioning its plans. After this surprise move, a decision is made to create a secret team under the umbrella of the National Intelligence Agency. While this team, led by experienced intelligence officer Mete Bey, is planned to carry out many covert operations at home and abroad, it is necessary that the team members are officially dead. Mete Bey meets with Zehra, Uncle Hakkı, Pınar, Hulki, Uzay and Georgan one by one and tells each of them that everyone who knows them and their families should consider them dead. For the leadership of this team, which brings together the best intelligence officers of the organization, the most popular name of the organization is Serdar Kılıçaslan. While Serdar remains between his love for homeland and his love for Ceren, the other members of the team realize that they will go on an irreversible path.