Sıla ve Boran nihayet korkulu günlerini geride bırakırlar. Boran’ın durumu hızla düzelmektedir... Yine de ilkokul arkadaşı çıkan doktoru Zeynep’le tedavisi bir süre daha devam edecektir. Zeynep’in yıllardır görmediği Boran’a karşı sıcak yaklaşımı Sıla’nın gözünden kaçmaz. Öte yandan Zinar’ın verdiği sürpriz bir karar, bütün aşiretin çalkalanmasına neden olur. Üstelik Ahmet Ağa’yı Boran’a teslim ederek verdiği sözü de yerine getirir. Ahmet Ağa’nın cezasına karar verecek olan kişi, Boran’dır. Sıla ve Boran; Mardin’den, aşiretten ve törenin acımasız yüzünden uzaktadır... Ancak nerede olurlarsa olsunlar, yaşam için, umut için, aşk için giriştikleri mücadele peşlerini bırakmayacaktır…
Zeynep’in Boran’a olan özel ilgisini hisseden Sıla’nın tedirginliği artar. Ancak bunu sadece kendi içinde yaşayacaktır. Herşey normalmiş gibi davranmaya çalışsa da üst üste gelen olaylar Sıla’nın kendini kontrol etmesini zorlaştırır. Tüm bunlar olurken Sıla, kendisini bekleyen tehlikeden habersizdir. Sıla’nın üzerindeki hükmün uygulanmasına karar veren aşiret, bu görevi Dilaver’in yerine getirmesini ister. Aksi halde ağalığı ailede tutmaları mümkün olmayacaktır. İstediği her an Sıla’ya ulaşabilme kolaylığına sahip olan Dilaver’in vereceği karar her şeyin akışını değiştirecektir.
Dilan’ın ortadan kaybolması, başta Sıla olmak üzere herkesi telaşlandırır. Onu nerede, nasıl aramaları gerektiğini kestiremezler. Çaresizlikleri her geçen dakika artarken gelen bir telefon onları yönlendirir. Sıla, olanlardan kendisini sorumlu tutacaktır. Diğer tarafta Boran, artık ağa olmasa da onu ağa olarak görenlerin yardım çağrılarını geri çevirmez. Yeniden aşiret meseleleriyle ilgilenmeye başlarken Sıla’nın ölüm hükmünün uygulanacağından habersizdir. Sıla ise, Zeynep’in Boran’a olan ilgisine dair kuşkularının yersiz olduğunu düşünmeye başlamıştır ki Zeynep’in beklenmeyen eylemiyle dengeler yeniden değişir…