The step that Sinan took toward Kerime now makes the burden that Hazan must carry even heavier than before. While Sinan is being weighed down by the decision that he made, the confrontation that Yagiz has with his father has him trying to change the situation with Kerime. Hazan with her whole heart questions Sinan's decision, as she realizes that they are on the wrong road, and that if they continue there will be no way of return. However Kerime who is drunk with joy of being reunited with her son is now full of even more hate, animosity and is even more dangerous than before. While Yagiz and Sinan are both going through their own storm separately, they both seek solace at their mothers grave-site, and Sinan is shocked when he hears Yagiz's confession. Hazan tries to prevent the animosity from Yagiz towards Kerime from turning into a blood bath, Fazilet learns such a horrific truth that now the entire foundation below them is rumbling.
Sinan’ın Kerime’ye doğru attığı adımla birlikte Hazan’ın taşımak zorunda kaldığı sır artık eskisinden de ağırdır. Sinan verdiği kararın ağırlığı altında ezilirken, Yağız babasıyla yaşadığı yüzleşmenin ardından Kerime meselesine olan tutumunu değiştirmeye çalışır. Sinan’ın seçimini bütün kalbiyle sorgulayan Hazan ise yanlış yolda olduklarının farkındadır fakat girdikleri yolun dönüşü yoktur. Ne var ki, oğluna kavuşmanın sarhoşluğu içinde olan Kerime eskisinden çok daha tehlikeli ve düşmanlık doludur. Selin’in zaferi Ece ve Fazilet cephesinde yankıları kolay dinmeyecek bir hezimetle sonuçlanırken, yalı yangın yerine döner. Yağız ve Sinan birbirlerinden habersiz yaşadıkları fırtınalarla aynı sığınağa, annelerinin toprağına sığınırken Yağız’ın itirafı Sinan için sarsıcı olur. Hazan’ın, Yağız’ı Kerime’nin düşmanlığından korumaya çalışması kanlı bir felakete dönüşürken Fazilet’in öğrendiği korkunç bir gerçek taş üstünde taş bırakmaz.