Yavuz ölümle burun burunadır. Davut’un tetiği çekmesi an meselesidir. Teğmen Sezai, Davut’u vazgeçirmeye çalışsa da Davut kararlıdır. Gülfem, Behice ve Fikriye tarifsiz bir korku içinde Davut ve Yavuz’un akıbetini öğrenmeye çalışmaktadır. Gelen haberle üç kız kardeş soluğu karakolda alır. Ama burada Gülfem’i daha büyük bir şok beklemektedir. Ortalığı yakıp yıkan bir Davut’la karşılaşır. Uzun zamandır içinde büyümekte olan şüpheler mühürlenmeye başlar. Daha bu kavganın ateşi sönmeden Ali Gelik girer devreye, Bahar ve Davut’un birlikte olduğunu ima eder. Ama Gülfem, gözleriyle görmedikçe inanmayacaktır buna. Tüm bunlar yaşanırken Fatma Ana, evde üstünde Fransızca notlar yazan bir fotoğraf bulur. Gülfem’e de Fatma Ana’ya gelen notun bir benzeri ulaşır. Herkes dehşet içindedir. Fransızlar ne maden mahallesinin ne de Paşazade Madencilik’in peşini bırakmıyordur ve durum anbean daha da vahim bir hâl alıyordur. Ve ne yazık ki ‘Memleket Meselesi’ yüzünden vatan bir evladını daha kaybedecektir…