Davut’u, kızı Gülfem ile gören Malik Bey onu madendeki işinden atar. Kasapoğlu’yla da kavga etmiş olan Davut iyice çıkmaza girmiştir. Artık Malik Bey’in kömürünü satıp parasını işçilere dağıtamayacaktır. Celal abisini sorumsuz davranmak ve onlara verdiği sözü tutmamakla suçlar. Kasapoğlu’na gidip kömür işini devam ettirmek ister ama Kasapoğlu ona net bir cevap vermez. Bunun üzerine Celal son çare olarak Ali’nin kapısını çalar. Bu esnada Kasapoğlu Gülfem’i kaçırarak çiftliğine getirir ve Davut’a kızı onun için kaçırdığı yalanını söyler. Dini nikahla evlenen Davut ve Gülfem’in mutluluklarına diyecek yoktur fakat Ali Gelik bunu onların yanına bırakmayacaktır.
Malik Bey, who saw Davut with his daughter Gülfem, fired him from his job at the mine. Davut, who also had a fight with Kasapoğlu, has reached a dead end. He will no longer be able to sell Malik Bey's coal and distribute his money to the workers. Celal accuses his brother of acting irresponsibly and not keeping his promise to them. He wants to go to Kasapoğlu and continue his coal business, but Kasapoğlu does not give him a clear answer. As a last resort, Celal knocks on Ali's door. Meanwhile, Kasapoğlu kidnaps Gülfem and brings her to his farm, and tells Davut the lie that he kidnapped the girl for him. There is no question about the happiness of Davut and Gülfem, who got married at a religious wedding, but Ali Gelik will not leave it to their side.