Malik Bey’i vuran Davut jandarmaya teslim olmak ister fakat kardeşleri Celal ve Eyüp buna karşı çıkarlar. Davut’u bayıltıp bir mağarada saklarlar lakin mağara, daha önce Davut’u öldürmesi için Malik Bey tarafından tutulan Çolak eşkıyasının gizlendiği yerlerden biridir. Gülfem, Davut’un teslim olması için Fatma Ana’ya baskı yapar ama ondan babası yüzünden küçük Elif’in de öldüğünü öğrenince perişan olur ve babası hakkındaki fikirleri iyice değişmeye başlar. Çolak’ın elinden kaçan Davut, jandarma komutanı Sezai’ye teslim olur. Malik’i vurduğunu söylese de Fatma Ana onun tabancasıyla gelip teslim olmuştur ve Malik Bey’i kendisinin vurduğunu iddia etmektedir. Sezai, olayın görgü tanığı Gülfem’e, Malik Bey’i Davut mu vurdu diye sorunca Gülfem hayır der. İyileşen Malik Bey, Davut ve annesinden şikayetçi olmayacağını söyler. Fakat bunun için Davut’un imkansız bir görevi yerine getirmesi lazımdır...
Davut, who shot Malik Bey, wants to surrender to the gendarmerie, but his brothers Celal and Eyüp oppose it. They knock Davut unconscious and hide him in a cave, but the cave they hide him in is one of the places where the Çolak bandit, who was previously hired by Malik Bey to kill Davut, hide. Gülfem pressures Mother Fatma to surrender Davut, but when she learns from her that little Elif died because of her father, she is devastated and her ideas about her father begin to change. Escaping from Çolak, Davut surrenders to the gendarmerie commander Sezai. Although he says he shot Malik Bey, his mother Fatma Ana already surrendered with his gun and claims that she shot Malik. When Sezai asks the eye-witness, Gülfem, whether Davut shot Malik Bey, Gülfem says no. Malik Bey, who has recovered, says that he will not complain about Davut and his mother. But for this, Davut has to fulfill an impossible task...