Akkız'ın Gök Saray'daki kölelik günleri başlamıştır. Tenine dağlanan damgaya rağmen köle olmayı kabul etmeyen Akkız, Alpagu Han'ı öldürüp Gök Saray'dan kaçmaya and içer ve planını uygulamaya koyulur. Ulu Ece, kendisine Kuma Hatun Tılsım'ı hatırlatan Dağ kızlarını doğduklarına pişman etmeyi kafasına koymuştur. Üst üste yapılan haksızlıkların sonucunda, Akkız kendisini Temur Tegin'in karşısında bulur. Batuga ise, Akkız'ı Ulu Ece'nin eziyetlerinden korumak ve saraydan kaçırmak için canhıraş bir uğraşın içine girer. Alpagu Han yarasının ateşine rağmen tahtına dönmüş, onu öldürmeye çalışan okçunun peşine düşmüştür. Alpagu Han'ın soruşturması adım adım Saltuk ve Çolpan'a, dolayısıyla Akkız'a yaklaşmaktadır.
Akkız's days of slavery in the Gök Saray began. Akkız, who does not accept to be a slave despite the stamp etched on her skin, swears to kill Alpagu Khan and flee from the Sky Palace and puts her plan into action. Ulu Ece is determined to make the Mountain girls, who remind her of Kuma Hatun Talisman, regret that they were born. As a result of repeated injustices, Akkız finds herself in front of Temur Tegin. Batuga, on the other hand, makes a desperate effort to protect Akkız from the torments of Ulu Ece and to abduct her from the palace. Despite the fire from his wound, Alpagu Khan returned to his throne and pursued the archer who tried to kill him. Alpagu Han's investigation gradually approaches Saltuk and Çolpan, and therefore Akkız.