Türkiye’nin en büyük oteller zinciri olan Koroğlu’nun şirketinde mimar olarak çalışan Nalan, yumuşak huylu, zeki, sıcakkanlı ve dünyalar güzeli bir genç kadındır. Diğer yandan Nalan’ın çalıştığı şirketin genç veliahdı Sedat, kendisinden yaşça büyük ve evli bir kadın olan, sosyetik güzel Cana ile uzun yıllardır yasak bir ilişki yaşamaktadır. Şirketin sahibi ve Sedat’ın babası olan Rafet Koroğlu, yıllarca didinip kurduğu Koroğlu imparatorluğunun itibarının, şımarık oğlu Sedat tarafından lekelenmesine izin vermeyecektir.
Ve kader çarkı döner… Sedat ile Nalan’ın yolları kesişir. Hayatı boyunca kendisini babasına ispatlayamamış olan Sedat’ın tek çaresi, daha önce hiç tanımadığı Nalan’la evlenmektir. Peki Sedat, Nalan’ın hayallerindeki “kurtarıcı prens” midir? Çocukluklarından yaralı olan bu ikili, kavuşup, masallardaki gibi bir aşk yaşayabilecek midir? Yoksa onları bugüne kadar hiç hayal etmedikleri bir karanlık mı beklemektedir?
Nalan, who works as an architect in the company of Koroğlu, the largest hotel chain in Turkey, is a mild-mannered, intelligent, warm-blooded, and beautiful young woman. On the other hand, Sedat, the young heiress of the company Nalan works for, has had a forbidden relationship with the fashionable beautiful Cana, an older married woman. Rafet Koroğlu, the owner of the company and the father of Sedat, will not let the reputation of the Koroğlu empire, which he has worked hard for years, to be tarnished by his spoiled son Sedat.
And the wheel of destiny turns... Sadat and Nalan's paths cross. Unable to prove himself to his father all his life, Sedat's only remedy is to marry Nalan, whom he had never known before. So, is Sedat the "savior prince" in Nalan's dreams? Will this duo, injured from their childhood, be able to reunite and have a love like in fairy tales? Or is darkness awaiting them that they have never imagined before?