Ebru ve çocuklar kapı önündelerdir. Kendal henüz şaşkınlığını atlatıp onları içeriye buyur edememiştir. Baran onları cümbür cemaat görünce şaşkınlıkla birlikte çok da öfkelenmiştir. Ebru yorgun ve biraz çekingendir. Kendal “Yenge niye geldin ki? vekalet göndersen yeterdi” der. Ebru “Kalacak yerimiz yoktu, hem arsa işini hallederiz, hem de çocuklar akrabalarını görmüş olurlar diye düşündüm” der.Ertesi sabah konak halkı tedirgindir. Murat’ın mevlüdü vardır ve Halfeti halkı da gelecektir. Sonuçta herkes Narin’i Murat’ın karısı olarak bilmektedir. Herşeyin ortaya çıkmasını engellemek için Ebru ve çocukları evden uzaklaştırmak gerekmektedir. O sırada kızlar ve Ebru gelir. Kızlar babasının kaza geçirdiği yeri görmek istemiştir, Ebru da onları Fırat kenarına götürecektir. Sonra da “Bir haber var mı?” diye de jandarmaya uğrayacaklardır. Konaktakiler bu duruma sevinir.Ebru jandarma komutanı Oğuz ile konuşur. Oğuz olumsuz cevap verir “Başınız sağ olsun” der. Kızlar ve Ebru nehir kıyısında birbirlerine sarılıp ağlarlar. Konağa döndüklerinde ise Murat’ın mevlüdünden dağılan kalabalık ile karşılaşırlar. Ebru ve kızlar ev halkından bunun hesabını sorar. Neden onlardan bu kadar nefret ettiklerine inanamamaktadırlar.
Name | Type | Role | |
---|---|---|---|
Funda Çetin | Writer | ||
Pınar Uysal | Writer | ||
Murat Saraçoğlu | Director |