Cemre, aşkla evlendiği kocasının psikolojik ve fiziksel şiddetinden muzdaripken küçük kızıyla birlikte bu yaşamdan kurtulmaya çalışır. Rüya, varlıklı yaşantısında hayatın acı gerçekleri ile hiç karşılaşmamıştır ve kendi güvenlikli dünyasında yaşar. Çiçek’in ise tek arzusu evlenip mutlu bir yuva kurmaktır ve bunu hayatının merkezine alır. Ancak bu üç kadının yaşamı yaşanan bir yangın ile sonsuza kadar değişecektir. Cemre, Rüya ve Çiçek hayatlarının sıfır noktasına gelerek oldukça zorlu bir mücadele içinde kendilerini bulacaklardır.
Cemre, along with her little daughter, tries to escape the violent nightmare of a marriage she has fallen into after fondly getting married. Rüya who has never faced the bitter side of truth in her beautiful, privileged life. Çiçek, who is on the verge of losing her identity and her beauty that is identical to her existence, while trying to start a clean slate to a happy life. These three women whose characters and stories are very different from one another cross paths during a fire in a cistern. Nothing will ever be the same once the flames calm down. Cemre, Rüya and Çiçek will find themselves in a very difficult struggle by reaching the zero point of their lives.