Fırındaki patlamadan, Baba Haydar sayesinde kurtulan Üsküplü, Said ve Mevlüt, Kut şehrinin altında konumlanmışlardır.
Selman’ı Pak’ta savaş kıran kırana devam etmektedir. İslam'ın son ordusu, korkusuzca İngilizleri püskürtmeye çalışır, Türk neferler, Bağdat’ı vermeyeceklerine ant içerler.
Selman’ı Pak’ta İngilizlerin, Bağdat hayallerine son veren Türk Ordusu için karar zamanıdır…
Selman’ı Pak zaferini kazanıp, İngilizleri’i Kut şehrine hapseden Halil albay, yorgun düşen Türk neferini biçare bırakmayacaktır…
İngiliz’in beklediği erzak kervanını durduran Halil Albay, neferleri ile birlikte kışlaya döndüğünde hiç beklemediği bir durumla karşılaşır.
Üsküplü’yü evinin ambarında yakalayan Neccar, Fatma’nın teşkilatçılara yardım ettiğini öğrenir…
Halil Albay’ın emirlerini dinlemeyerek baskına gitmesi, Nurettin Bey’in ani bir karar vermesine neden olur.
Halil Bey, neferlerini kanlı çarpışma için hazırlamaktadır… İngilizler’in toplarına tüfeklerine karşı, Mehmetçik vatan sevgisi ve inancıyla savaşacaktır…
Zafir’in başında bulunduğu bölge aşiretleri Halil Bey ile görüşmeye gelmiştir. Tarihi bir hesaplaşmaya sahne olan bu konuşma, Kut şehrinin geleceği için önem arz etmektedir.
Türk neferleri, Zafir’in kontrolündeki bölge aşiretlerinin saldırısına uğrar. Hazırlıksız yakalanan Türk neferleri bu saldırıda şehit olur.
Bir anda karşısında Mehmet’i gören Hamilton, onun dediklerine inanır ve General Towhsend’i yeni bir yarma harekatı için ikna eder.
General Townshend ve Halil Bey artık karşı karşıyadır… Halil Bey, teslim olunmasını istese de General Townshend bildiğinden geri adım atmaz ve silahlar tekrar çekilir.
İngiliz Ordusunun cephanesini yok ederken Mehmet’i şehit veren Üsküplü ve diğer teşkilatçılar, intikam için ant içerler.
Kut şehrinden savaşarak çıkamayacağını anlayan General Townshend, çareyi başka bir yolda arar.