Şirin’le Baran yine evlenememiştir. Evlenemedikleri gibi Baran, yine nezarethaneye düşmüştür. Fakat Şirin bu kez pes etmez. Baran için mücadele edecek, nikah memurunu şikayetten vazgeçirecektir. Ancak öyle bir nikah memuruna denk gelmişlerdir ki Şirin, Baran’ı kurtarayım derken kendisi de kelepçe yemiştir. Bu sefer de konak halkı, Şirin’i kurtarmanın peşinde düşer. Kalender Ağa, ortalarda olmadığı için konak nüfusunu nezarethaneden kurtarmak kolay olmaz. Nikah memuru Mülayim’in yanına giden, soluğu nezarethanede almaktadır. Mülayim denen demirden leblebiyi çatlatmayı, keçilere taş çıkaran inadı kırmayı başaran, kimsenin tahmin bile edemeyeceği bir kişidir. Kamilla, sır gibi sakladığı yöntemiyle Mülayim’i inadından vazgeçirir. Bozok erkekleri, özgürlüklerine kavuşur. Kaynanaların gündemi, nezarethanedeki oğulları değildir. Onlar Kalender Ağa’nın derdindedir. Hala kimse haber alamamaktadır. Yani onlar öyle sanmaktadır. Oysa Kalender’in konakta olan herşeyden haberi vardır. Sadece şimdilik güç toplamaya çalışmaktadır. Kağan’ın nezarethaneye girmesiyle Nazgül, sütten kesilmiş, konaktaki bebekler açlık sınırına gelmiştir. Fakat süper baba Kağan içerden kurtulur ve oğluna bir süt anne bulur. Fakat yine Nazgül’e yaranamaz. Çünkü bulduğu, süt ana değil süt Anna’dır. Kağan yine Nazgül’ün beddua alanına girmiştir. Afet, sütün anadan mı, Anna’dan mı geldiğine bakmadan bebeğini doyurmakta, ona gözü gibi bakmaktadır. Fakat, korktukları başına gelir. Görevliler, Garip Bebek’i almaya gelmiştir. Afet, Garip’i, canı pahasına bile olsa vermemeye yemin etmiştir. Yeminini tutar. Afet, artık Garip’siz bir hayat düşünmemektedir.