Ömer aşkı seçiyor, ya Ayşe?
Ömer her şeyden vazgeçip aşkı Ayşe’ye koşuyor. Tüm olanlardan sonra Ayşe’nin buna nasıl bir tepki vereceği ise bilinmiyor. Nazif, Ömer’i can damarından vurmuştur. Bir araba delisi olan Ömer, kendisine hediye edilen bu müthiş araba ile bir deneme sürüşü yapmak ister. Ayşe son bir umutla Ömer’in yanıtını bekler, ama direksiyon Ömer’i beklemektedir. Bu “deneme sürüşü” Ömer’in yaşamının gerçek dönüm noktası olur. O koltuğa oturmasıyla Ayşe’yi kaybeder. Artık hayatında gerçekleri görebilmek, kendini, duygularını anlayabilmek için yeni bir dönem başlar. Nazif’in teklifini kabul etmesi değer verdiği insanlar arasında bir tek kişiyi mutlu eder: Annesi Saadet’i. Kemal ise yaptığı planın işe yaramaması karşısında çaresizdir. Hem karısı onu boşamak üzeredir, hem de oğlu tüm değerlerini yitirmektedir. Ayşe, Ömer’siz hayatına döner. Lokantanın işleri, Recep ve Sevim’in düğün hazırlıkları ile oyalanır. Ömer, kaybettikleri hayata dönmeyi annesini mutlu edebilmek için denemiştir, ama başarılı olamaz. Aşkın gücü ona gerçekleri göstermeyi başarır. Her şey bir yana, Ayşe bir yanadır. Ömer artık ne istediğini bilecek kadar büyümüştür. Kendisine sunulan her şeyi elinin tersiyle itecek cesareti bulmuştur. Hatta üzerindeki her şeyi çıkarıp Nazif’in ve Begüm’ün suratına atacak, sokaklarda çıplak koşacak kadar gözü karadır. Onun için tek mutluluk Ayşe’sine kavuşmaktır. Ayşe’ye geldiği anda ise duygu dolu, karmaşık, sürprizlerle dolu bir ortamın içinde bulur kendisini. Ömer’in aşkı galip gelmiştir ve onu büyütmüştür. Ama acaba Ayşe’nin aşkı olanları affedecek kadar büyük müdür?