Tavsiye vermeyi canından çok seven Ezgi, Memet’in yeni işinde başarılı olması için karakterini acilen değiştirmesi gerektiğini söyler. Ancak yaşadıkları bir olay karşısında Memet’in bir karakterinin olmadığı hatta adının bile Memet olmadığı gerçeğiyle yüzleşir.
Herkesin konfor alanından çıkması şart değil, yapabilen var yapamayan var. Ezgi yine haklı çıktı ama keşke bu öngörüsünü kendi hayatında da kullanabilse.
Yas nasıl tutulur, herkes tutabilir mi? Memet’e göre yas tutmak için belli bir refah sevyesinde olmalısın en azından bir evin olmalı. Elalemin evinde yas mas tutulmaz.
İyilik yapıp denize atamayan Ezgi ve külyutmaz Memet iş başında. Ama ne yapıp edip sakin bir gölü bulandırmayı ve sonra içinde boğulmayı çok iyi beceriyorlar, haklarını yemeyelim.
Ezgi ve Memet yalan söylemeyi doğru söylemekten daha çok sevmeseydi paraları ceplerinde kalacaktı ama ilerde Nobel ödülü alabilecek bir emlakçıyla da tanışmamış olacaklardı.
Ezgi terapinin kendisini çok değiştirdiğine inanmak ister ama yanında, hayat felsefesi nabza göre şerbet vermek olan Memet varken terapide öğrendiklerini uygulamakta çok zorlanır.
Sarımsak yeme özgürlüğümüz nerede başlar, nerede biter? Mehmet sarımsağa tercih edildiğini öğrenince büyük bir yıkım yaşar. Ama tutarsız biri olduğu için işin çözümü zor olmaz.
Leb demeden leblebiyi anlayan biriyseniz karşı tarafın işini kolaylaştırırsınız ama leblebi dendiği halde yine de anlamıyorsanız acaba siz yüzsüz olabilir misiniz?
Ezgi ve Mehmet üçüncü bir arkadaşa hazır olduğunu sanar ama maço bir arkadaşa denk gelince sonuç; tutku, ihanet ve gözyaşı olur.
Ezgi’nin Mehmet’e inanacağı tutar. Böyle bir hata yaptığı için kendini ömür boyu affetmez ve ömrünün geri kalanını hangi kıtada geçireceğini düşünmeye başlar.